sıla ile ilgili yazı
Sılaya Hasretim Sılaya Sürgün 
Kırmızı saç tokalarım, otuz numara pembe terliklerim, annemin olan ama üzerimden atmadığım takıları ve elbiseleri... Neyi mi anlatıyorum kısaca? Çocukluğumu... Sılaya hasretim, sılaya sürgün. Ne zaman geçsem o sokaktan aklıma gelir yediğim elma şekerlerim, topraktan yaptığım pastalar, ağaca takılı kalan plastik toplar. Ah öyle üzülürdüm ki geri alamayınca, yada aldığımda patlak olduğunu görünce.. O masum yıllarıma hasretim. Üzüldüğüm şeylere bile hasretim. Akşam ezanına kadar koşturup eve gelince anne yemeği yemeye hasretim. Çocukluğuma hasretim...

Hani kontrol amaçlı bakardı ya anneler camdan, hani şu yirmi beş kuruşluk cipsler vardı en sevdiğimiz abur cuburlardan... Sılaya hasretim, sılaya sürgün...

Hayat şu yönüyle güzel kılıyor kendini;
İnsanlar, yerler, zamanlar, dostluklar değişir ancak anılar hep aynı kalır. Nereye gidersen git anıların hep seninledir. Belki o elma şekerinin tadı aynı değildir, belki o plastik top sizi şimdi o kadar eğlendirmeyebilir, belki de artık annelerinizin takımlarını takmıyorsunuzdur, ancak aklınıza geldikçe o çocukluk anıları, gözyaşlarımızın tarifi ve sıcaklığı hiç değişmez..

Yz: Esmanur ŞAHİN

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski