Hastane odası
hastane odası
Arzu ettiğin her şeyin gerçekleşmesini istersin. Yüreğin yaralı, sınırların zor, mücadelen ağır olur. O vakit anlarsın giden sağlığın kıymetini... İçten içe pişmanlıklar yaşarsın, keşkelerle dolu cümleler, art arda gelen sıralı en anlamlı düşünceler... Hayatının önemli anları tetkiklere bağ olur. Çıkan her sonuca meraklı, umutlu bekleyişler... Ne güneşin doğduğunun farkına varırsın ne de akşamın son buluşuna! Saatler ilerlemez, zaman durmuş olur senin için... Ağır bir yorgunluk çöker üzerine yediğin yemeğin tadı, tuzu kalmamıştır. Sürekli kapıda olan gözler, ayak seslerinin hangi hasta odasına yaklaştığının hissini yaşatır. Sürekli ayni porsiyonda yatmanın zorluğuyla adim adım yürümeyi özlersin. Adını dahi zor telaffuz ettiğin oda arkadaşların 40 yıllık dostun oluverir... Pencere önünün bu kadar kıymetli olduğunun farkına varırsın. Uçan kuşların, kanat çırpan sesleriyle, dans edercesine bulutlara doğru yükselişinin keyfini yaşarsın. Sabahın erken saatlerinde, kiminin işe, kiminin okula kiminin ise hayat koşuşturmasının seyrini izlersin. Seslenip içinden geçenleri paylaşmak istercesine şu cümle dökülüverir dudaklarının arasından; “hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalış yarın ölecekmiş gibi ise ahiret için çalış” çünkü yol uzun hayat kısa...
Yz: Ayşenur DÜRLÜ

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski